Bu Blogda Ara

6 Mayıs 2011 Cuma

Nasıl Bir Hıdrellez? ( + Duası )



Uzun zamandır bloguma doğru dürüst birşeyler karalamamıştım. İlgilenmem gereken birkaç blog ve işten dolayı zannımca bu. Çok zırvalamadan konuya girmekte büyük fayda var; Hıdrellez...

Çocukkene akıllarda kalan birşey bu. Hele metropolde (istanbul işte nan). Hıdrellez aslında doğanın sevincine ortak olma, mutluluk ve yağmurun yağmasını temsil eder (çok yağdı ama yeter). Dini tarafını bırakırsak, ritüellerle dolu bir akşam yine de...

önce ritüellerle başlayalım. Ekşisözlük kaynaklı , akyıldız imzalı dua ile postumu açıyorum;
öğrendim ki üç sulukuleli kadının şööyle güzel bir dua düzdüğü imişmiş;

'sevdiğim kim varsa, kendim de dahil, sevebileceğim herkes de dahil...sağlığı iyi olsun.kalbi ritmini çalsın. yanakları kiraz pembesi, dudakları bal olsun. teni sıcak kalsın, enerjisi dışına taşsın. ciğerlerinden nefes, midesinden gurultu, bacaklarından güç eksik olması....kanı bol olsun, damarlarında dönüp dönüp dolaşsın. sevdikleriyle bir arada olsun. kolu kollarına değsin, gözü gözlerinin içine baksın. lafları birbiriyle başlasın. nesi varsa, bölüşecek biri olsun; nesi yoksa, bulup getirecek biri olsun. bu birileri az ama öz olsun. bazıları dünyada tek olsun. sevgisinin tamamını harcasın. harcasın ki, ona büyük bir miras kalsın. sevmekten bıkıp usanmayacağı biri olsun. onun yeri ayrı olsun. onu soysun, başucuna koysun ama yalan uydurmasın. o her şeyine, her haline tek tanık olsun. bir hareketiyle güldüren, bir hareketiyle ağlatan olsun. duyguların hepsi onda olsun. kalbi buna teslim olsun. bütün şarkılar onu anlatsın. âşık olsun, sırılsıklam olsun. kurumasın. yapmaktan bıkıp usanmayacağı bir işi olsun. başarının gerçek adının bu olduğunu unutmasın. ibadet eder gibi, bu keşfini her gün yeniden kutlar gibi, onu yapıp dursun. yaptıkça daha iyi yaptığını görsün. daha iyi yaptıkça bunu başkaları da görsün. o başkalarının bunu gördüğünü, dış gözüyle görsün, iç gözüyle işine baksın. neşesi bol olsun. kendini mutlu etsin, durduk yere neşelenmek nedir bilsin. içinde bir şey durup durup zıplasın. duydukları, gördükleri onu gıdıklasın, kahkaha attırsın. gürültü çıkarsın. saçma şeyler söylesin. çocuklukta en şımardığı ana, sık sık gidip gelsin. nereye gidip geldiği bilinmesin. değiştirmek istedikleri değişsin. içte ve dışta, iyi günde ve kötü günde tadilat yapsın. eskilerini atsın, ruhunu havalandırsın. kapıda hep kamyonu dursun. dilediği yere taşınsın. kendinden taşınmak isterse, içindeki güç, dışındaki sevgi ona yardımcı olsun. bileği, bütün alışkanlıklarıyla, bağımlılıklarıyla güreşsin. bir şey ona sürpriz olsun. günlerinden bir günü, bir pakete sarılı olsun. açılınca, içinden hiç beklemediği güzel bir haber çıksın. bu gün üçyüzaltmışbeş'ten herhangi biri olsun. öylesine bir pazartesi, arkaya kavuşturduğu ellerinde, unutulmaz bir salı saklasın. öyle tahmini mümkün olmayan bir şey olsun ki bu, hayatın zekâsını anlatsın. bir hayali gerçek olsun. bir hayale gözünü yumsun. peşinden koşup, onu sobelesin. hayalini kendinden saklamasın. bir çizgi filmde olduğunu, her şeyin mümkün olduğunu unutmasın. bu duayı okusun. kendi sesiyle duysun. duası gerçek olsun. her kelimesine şükretsin. tek satırına nazar değmesin. amin'

Hızır geldiğinde eve rahat girebilsin diye evlerin kapıları, pencereleri açık bırakılır (çok geçmişte kalmıştır herhalde bu adet). gelinlik kızların başında kilit açılır, hızır dilekleri yerine getirsin diye dileklerin yazıldığı kağıtlar gül dallarına asılır, denize bırakılır. kimi yerlerde bu kağıtlar taş diplerine konur ya da toprağa dileklerin resimleri çizilir. bazı yörelerde "niyet çömlekleri" yapılır, gül diplerine bırakılır. mezarlık ziyaretleri (atalar kültü), suya dilek atmak ve toprağa dilek gömmek, çizmek ile ğaca dilek bağlamak ve ateşten atlamak gibi...

Hatırlayan bilen var mı bu ritüelleri? Yaşım çok ilerlemese de geçmişe özlem önemli bir yer ediniyor şu aralar bünyede.. Ateşin üstünden atlayıp is kokmak, gece yarılarına kadar sohbet, bazen ateşin başında patates közlemek (bu ritüel dışı tabi)...

Bugün istanbul'da Hıdrellez... Son senelerde Cankurtaran'da gittiğimiz eğlencede olmadığı için ne dilek tuttuk , ne ateşten atladık. Öyle twitterda geyik yaptık durduk... Bitti işte..

Yazımı bitirirken işimle de bağlamak isterim; Nasıl bir Hıdrellez? Markaların ciddiye aldığı, tüketiciye "love" kısmında dokunduğu..

Bir lastik markası sokaklarda kontrollü lastik yakıp üzerinden atlasaydık, lastik markası kendi lastiğini yaktı ne biçim bu iş mi derdik ? 10 numara duacısı olurdum...

Bir marka dev saksılarda mahalle aralarını bırak, çiçekçilerde bile bulamadığımız dev gül ağaçları yapıp  belirli yerlere bıraksaydı biz 2 dilek tutaydık kötü mü olurdu?

Ritüeller, küçük dokunuşlar, eski özlemler önemli...

best wishes.

fubar.

ne güzel yazı yazdım lan bunu bir facebookta, twitterda yayımla bee :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...