Bu Blogda Ara

24 Haziran 2010 Perşembe

Ticari Olmayan Pazarlama Mümkün mü?

Aslında geçtiğimiz günlerde bana bu soruyu yönelten çok sevdiğim insan Nazlıhan Şevik' ti. Şüphesiz ki O' nu tatmin edici bir cevap verememiş olsam da sonraları kendi kendime tabi ki ya , mümkün diye pat diye itiraf ettim.

Sonrasında ise en yalın hali ile kendi kendime bir tanımlama ihtiyacı duydum ; " Üzerimde satış baskısı kurmayan  her türlü iletişim faaliyeti."

Bu cümle beni tatmin etmemiş olacak ki, bir bankada yönetici pozisyonundaki arkadaşımı aradım. Ticari olmayan pazarlama mümkün mü dedim, O ' da evet mümkün dedi. Bunu konumlandırma olarak tanımlamak senin adına daha doğru olabilir dedi. Evet dedim. Ya bir STK için geçerli mi? Bunun da cevabı evet gibiydi (Aradaki konuşmalar düşündürücüydü şüphesiz) ... Tam anlamıyla doyurucu değildi ama ikimiz açısından da..
Geleneksel pazarlama anlayışına göre şirketlerin amacı sadece daha çok satmakken, modern
anlayışa göre firmanın müşterisi ile ilişkisi satış öncesini ve sonrasını kapsamaktadır. İlişkinin devamı
için gereken ise müşterinin her zaman memnun kalmasıdır. Bugün hemen hemen tüm
pazarlamacıların kabul ettiği gibi yeni bir müşteriyi etkilemek mevcut müşteriyi etkilemekten daha
maliyetlidir. Bu nedenle yeni müşterinin dikkatini çekmektense mevcut müşteriyi kaybetmeme daha
önemli görülmektedir. Müşteriyi kaybetmemenin anahtarı da müşteri memnuniyetidir. Kotler ve
Turner’a göre memnun kalmış bir müşteri tekrar satın almada bulunur, şirket hakkında güzel şeyler
söyler, rakip ürün ve reklamlarına daha az dikkat eder, şirketin diğer ürünlerinden de satın alır (1993:
18).

Bir şirketin en değerli hazinesi olarak kabul edilebilen müşteri memnuniyeti sağlandığında, müşteri
şirket ile ilgili olumlu şeyler anlatır. Bazı ürün kategorilerinde memnuniyet sahibi bir müşterinin
medyada yer alan reklamdan daha etkili bilgi kaynağı olduğu söylenebilir. Memnun olmuş bir müşteri
şirket için bu kadar büyük önem taşırken memnun olmamış müşteri, bununla karşılaştırıldığında çok
daha yüksek oranda potansiyel tehlike teşkil etmektedir. “Memnun olan müşteri iyi bulduğu ürün
hakkında üç kişiye olumlu şeyler söylerken; memnun olmamış bir müşteri tam 11 kişiye ürünü
kötülemektedir. Düşününki bu 11 kişiden her biri, bir diğer onbir kişiye anlatmakta ve bu zincir
böyle devam etmektedir” (Kotler and Turner 1993: 19).

Kotler Philip ve Turner Ronald E. (1993), Marketing Management-Analysis, Planning,
Implementation and Control, Canadian 7Th Ed., Prentice Hall. Inc

Özetlemek gerekirse... Her ne kadar bu cümleler beni tatmin ediyor olsa da asıl İzzet Bozkurt' un Mediacat 'ten çıkan  Pazarlamanın Sihirli Lambası/ İletişim Odaklı Pazarlama kitabı daha tatmin edici olacaktır.
Pazarlamanın Sihirli Lambası/İletişim Odaklı Pazarlamaİzzet Bozkurt-Jack Trout

Yayınevi: MediaCat Kitapları
ISBN: 975-6347-16-3
Sayfa Sayısı: 474
Dili: Türkçe

Pazarlamanın Sihirli Lambası
Günümüzde hızla değişen iş dünyasında yöneticilerden bütün kademelerde çalışanlara kadar iyi bir kariyer yapmak isteyen herkesin pazarlama bilmesi kaçınılmaz bir hal aldı. Eğer bilgisayarınıza bir cin yüklü değilse, işte Jack Trout'un Pazarlama Cini'nin size öğreteceği birkaç şey:
- Markalama nasıl işe yarar?

- Ürün stratejisi nasıl kurulur?

- Doğru fiyatlandırma nasıl yapılır?

- İyi araştırma nasıl yönetilir?

- Logo nasıl seçilir ve kullanılır?

- En yaygın pazarlama hatalarından nasıl sakınılır?

İletişim Odaklı Pazarlama
Adını ne koyarsak koyalım fark etmez, yeni bir pazarlama döneminde yaşıyoruz. Bu yeni dönemde zihninde küçük bir yer edinerek tüketicinin dikkatini çekmek, tüketiciyi ürün veya hizmetinizi satın almaya ikna etmek ve nihayet tüketiciden müşteri yaratmak için iletişimi pazarlama faaliyetlerinizin her aşamasına, her noktasına dahil etmeniz gerekiyor.

Pazarlamanın 4P ile yetindiği zamanlarda tüketiciden müşteri yaratmak, yani müşteri sadakati kazanmak daha kolaydı. Tüketici üreticiye sadık olmak zorundaydı, çünkü çok fazla seçeneği yoktu. Bu dönemde iletişime yalnızca satış ve tutundurma faaliyetlerinde rol veriliyordu.

Kaynak: www.pandora.com.tr




2 yorum:

  1. Nasıl farketmemişim ben bunca zaman bu yazını?
    Çok enterasan bir şekilde çıktı karşıma.
    Gelip yeniden okuyacağım.
    Sevgiler canım.

    YanıtlaSil
  2. Taner özçelik8 Mart 2011 16:11

    O günkü konuşmalarımızdan sonra düşünüpte üzerinde biraz bakındığım ve not düştüğüm bir şey. Umarım seni de tatmin eder :)

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...